MUSTAFA KEMAL GENÇLİĞİ:
GÜNEŞ ÜLKE EFELERİ: ELMAS KÜPELER
Hep bir ağızdan türkü söyleyip
hep beraber sulardan çekmek ağı
demiri oya gibi işleyip hep beraber
hep beraber sürebilmek toprağı
ballı incirleri hep beraber yiyebilmek
yârin yanağından gayrı her şeyde
her yerde
hep
beraber!
Diyebilmek için
On binler verdi sekiz binini…
Yenildiler.
Nazım Hikmet, Şeyh Bedrettin Destanı’ndan.
Lu: Güneş, Işık,
Luvi: Güneş, Işık İnsanı,
Luviya: Güneş, Işık Ülkesi.
Anadolu’da ilk uygarlık temellerini atan Luvileri tanıyor muyuz?
Öğrencilerimiz, analarını, atalarını tanıyarak mı eğitiliyor?
Ne yazık ki hayır!
Bir açık hava müzesi olan Anadolu’nun uygarlık tarihini öğreniyorlar mı?
Hayır!
Bilseler, dünyanın (Herodot’a göre) Yedi Harikasından üçünün Avrupa’ya nasıl götürüldüğünü/kaçırıldığını, bu değerlerin geri alınması için her ay, her hafta Türkiye yöneticilerine, Avrupa yöneticilerine istekte bulunurlardı.
1800’lere doğru Avrupa’ya egemen olmaya başlayan bir anlayış gelişti:
Uygarlığın beşiği Avrupa’dır. Uygarlık Eski Yunan’da başlamış. Oradan Roma’ya geçmiş, Roma, uygarlığı geliştirip Avrupa’ya yaymıştır. Avrupa, Romalılardan devraldığı uygarlığı 1500’lerdeki keşiflerden sonra dünyaya yaymaya başlamıştır. Avrupa’nın “üstün insanları” (!), tanrı tarafından dünyayı uygarlaştırmakla görevlendirilmiştir.
Avrupa’da egemen olan anlayış uygarlığı neden Eski Yunan’dan başlatır? Çünkü Eski Yunan, coğrafi olarak Avrupa toprağıdır.
Bu anlayışın yanlış olduğu, Avrupa’nın uygarlık diye yutturmaya çalıştığı anlayışın, sömürgecilik olduğu ortaya çıktı.
Ortadoğu ve Ön Asya’da üç eski uygarlık var:
Sümer, Mısır, Luvi uygarlıkları…
Eski Yunan Uygarlığı, bu üç uygarlıktan çok sonra ortaya çıktığı gibi, özellikle Mısır ve Luvi uygarlıklarından çok şey aldı. Eski Yunan Uygarlığının, birikiminin % 30’unu Hititlerden, % 30’unu Mısırlılardan aldığı biliniyor.
Hititliler, Luvilerin çocukları, torunları…
Anadolu’da oluşan Güneş/Işık İnsanı kültürü anlayışı hep yaşadı, günümüze ulaştı. Güneş/Işık insanları sömürgeci, yağmacı olmadılar. Hep saldırıya uğrayan oldular.
Milattan Önce İkinci Yüzyıl’ın başlarında Pergamon Kralı Aristonikos, Ülkesinde köleliği kaldırdı. Yurttaşlarını özgür yurttaşlar yaptı. Ülkesinin adına Güneş Ülke dedi. Yurttaşlarına, Heliopolit (Güneş Ülke İnsanı) diye seslendi. Romalıların azgın saldırılarına karşı Batı Anadolu’yu beş yıl yiğitçe savundu. Yaralı olarak yakalandı. Roma’ya götürülüp sergilendi, öldürüldü.
Aristonikos’un öldürülmesinden yetmiş yıl sonra Köle Önderi Spartakus, Roma’da ayaklandı.
Yunus Emre, Güneş/Işık anlayışı bilincine sahipti. Bilincini şöyle dile getirdi:
Dört kitabın anlamını
Okudum tamam ettim
Işığa gelince gördüm
Bir uzun hece imiş.
Aristonikos’un Güneş Ülke’yi kurma çabalarından yaklaşık bin beş yüz yıl sonra, Güneş Ülke topraklarında, bir ayaklanma daha başladı. Ayaklanmacıların düşünceleri, Aristonikos’un düşünceleriyle aynıydı. Şeyh Bedrettin’in öğrencileri Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal, kölesiz bir toplum ve özgür, eşit insanlar yaratmanın savaşını başlattılar:
Kalksın kement, zincir, halka
Geliyoruz dalga dalga
Malın mülkün hepsi halka
Kızıl sancak kalktı hey hey!
Ne saltanat ne padişah
Biz haklıyız tanrı bizle!
Dede sultan geçti başa
Zalimlerin aklı şaşa
Bedrettin’im sen çok yaşa
Kızıl sancak kalktı hey hey!
1700’lü yıllar…
Bu yıllarda Güneş Ülke İnsanları/Işık İnsanları (Heliopolitler), haksızlığa, köleliğe, egemenlerin baskılarına karşı yeni bir direniş biçimi başlattılar:
Efeler…
Efeler, halkı baskılardan koruyan, yiğit, güvenilir insanlardır. Bazıları egemenlerin yardakçılığını yapsa da efelerin özü, halk kahramanları oluşlarıdır.
Atçalı Kel Mehmet Efe…
Haksızlığa uğradı, dağa çıktı:
Atçalı Mehmet’im saysınlar beni
Yoksulun yanında bilsinler beni
Koyarım bu yola bu tatlı canı
Dünya bir olsa da tutulmam gari.
Yeteneği, gözü pekliği yüzünden genç yaşta efe oldu. Kesimcilere (mültezim), ağalara kafa tuttu. Kesimci, devletten belirli bir bölgenin vergi toplama işini belirlenen ederle satın alan, ederin üstünde vergi toplayıp hem devlete ödenmesi gerekeni ödeyen, hem de kendisine gelir elde eden kimse demek. Kesimciler, daha çok kazanmak için daha çok vergi almaya çalışıyor, halka baskı yapıyorlardı. Etkili olduğu bölgeden kesimcileri temizledi.
Mehmet Efe, gölgesinde çok etkili oldu. Aydın, İzmir, Manisa, Muğla, Denizli’ye etkisi ulaşıyordu. Aydın valiliğini ele geçirdi. Aydın valisi oldu. Aydın valisi olarak mühür kazdırdı. Mühründe şu yazıyordu:
Valiyi vilayet (İlin valisi),
Hademeyi devlet (Devletin görevlisi),
Atçalı Kel Mehmet!
Bir başka Mehmet Efe, Çakırcalı Mehmet Efe (Çakıcı Efe), Müslüman Türkmenler kadar, Hıristiyan Rumların da sevgilisi oldu:
Mestis Smirnis ta vuna
Kesta kria ta nera
Melene emena Çakıcı
Yâr fidan boylu
Palikarı sti kardia.
Servim senden uzun yok
Yaprağında düzüm yok
Kamalı da Zeybek vuruldu
Yâr fidan boylum
Çakıcı’ya sözüm yok.
Yörük Ali Efe…
Kuvayımilliye Albayı…
Şu Dalma’dan geçtin mi?
Soğuk sular içtin mi?
Efelerin içinde
Yörük Ali’yi seçtin mi?
Hey gidinin efesi
Efesi
Efelerin efesi!
Halk kahramanları yalnızca erkeklerde olmaz elbette. Aydın iki kadın efe çıkardı.
Birincisi Emir Ayşe Efe’ydi. Elmas küpelerini sattı, tüfek aldı. İki kızını komşulara emanet edip dağa çıktı. Kurtuluş Savaşı’nda başarılı işlere imza attı. Yörük Ali Efe’yle çetesinin başında omuz omuza çarpıştı. Aydın istasyonunda, Mustafa Kemal, göğsüne İstiklal Madalyası’nı taktı.
“Tarih, Türk Devrimi’ni anlatırken, bunun bir kurtuluş olduğunu en başta söyleyecektir. Bu kurtuluşun çeşitli aşamaları içinde de özellikle kadınların kurtulmasını anacaktır.”
Gazi Mustafa Kemal.
Mustafa Kemal…
10 Eylül 1922’de İzmir’e girdi. Kendisine bir hafta sonra Sarı Zeybek dendi.
Bu san ona yakıştı, yapıştı.
Sarı Zeybek şu dağlara yaslanır…
Aydın’ın ikinci kadın efesi; Dido Sotiriyu…
Aydın doğumlu bir Rum kızı. 1920’de Yunanistan’a gitti. Paris Sorbonne’da eğitimini tamamladı. Öğretim üyeliği yaparken ülkesi Almanlar tarafından işgal edilince direniş önderlerinden biri oldu. Yunanlıların Anadolu’yu işgalinin nedeninin İngiliz sömürgeciliğine hizmet ettiğini söyledi. Bu konuda Kanlı Topraklar (Türkçeye, Benden Selam Söyle Anadolu’ya adıyla çevrildi) adlı romanı yazdı. Teodorakis ve Zülfü Livaneli ile birlikte Türk Yunan Barış Derneği’ni kurdu.
Romanında,
“Anayurduma selam söyle benden Kör Mehmet’in damadı! Benden selam söyle Anadolu’ya! Toprağını kana buladık diye bize öfke duymasın!... Ve kardeşi kardeşe kırdıran cellâtların Allah bin belasını versin!” diye yazdı.
Aristonikos, Yunus Emre, Şeyh Bedrettin, Börklüce Mustafa, Torlak Kemal, Atçalı Kel Mehmet Efe, Çakırcalı Mehmet Efe, Yörük Ali Efe, Emir Ayşe Efe, Mustafa Kemal, Dido Sotiriyu…
Herbiri bir Luvi torunu.
Her biri bir Heliopolit!
Ne mutlu onlara!
İyi ki varlar!
İyi ki onlar atalarımız!…
Hasan Yiğit, Güneş Ülke Efeleri: Elmas Küpeler, Mustafa Kemal Gençliği Dizisi, 392 sayfa, Narçiçeği Yayıncılık AŞ
Comments